Dün eve dönerken Anton Çehovun Bahis adlı hikâyesini dinledim


Yarın tekrar bakacağım. Bu sabah gözümü açtığımda yine sen yoktun. Yastığın boş ve soğuktu. Sana doğru uzanan elim boşta kaldı yine. Sonra yastığının altında yarım bıraktığın kitaba uzandım. Öylece duruyor yerinde. Bekliyor. Bekliyoruz. Gelip bitireceksin onu. Sana getirmeyeceğim. Okuyup anlatmayacağım da neler olduğunu. Gelip kendin bitireceksin. Dün, istediğin kitaplardan bazılarını bulamadım. Yarın tekrar bakacağım.
Yastık altı için istediğini buldum ama. Tüm yayınevlerine baktım. Yazısı en iri olanını aldım. Yatarken yakın gözlüğüyle okunmuyor. Kulağı acıyor insanın. Sahi hiç bu muhabbeti yapmadık seninle. Sen bensiz ben de sensiz tanışıverdik işte gözlükle. Zormuş cidden yakınını görememek. Uzakları görememek üzüyor insanı belki ama oralara yaklaşmak için azim veriyor merak veriyor olmalı insana. Burnunun ucundaki şeyleri görememekse umutsuz bir pes edişe sürüklüyor insanı. Vazgeçiyorum çok şeyden. Etamin işlemiyorum artık mesela. Kanaviçe merakım kalmadı. Kitaplardan vazgeçemiyorum. Okuyamasam da dinliyorum. Sesli kitaplar çok hoşuma gider oldu. Sen gelince beraber de dinleriz. Dün eve dönerken Anton Çehov’un Bahis adlı hikâyesini dinledim. Son zamanlarda defalarca okudum. Ama dinlemek çok daha hoş geldi. Çehov’u severdin. Bana da sen sevdirmiştin.
Hüzünlü çocukları çok severdin ilgilenirdin onlarla ya onu da o yüzden seviyordun belki. Ahhh! Şimdi ne çok hüzünlü çocuk var çevremizde değil mi? Hayatta olsa buralarda olan biteni görse her birini ayrı ayrı yazmak isterdi eminim. Kim bilir belki de içindeki çocuğun yaralarını sarıyordu her öyküsünde. Çocukların acıları sessizliğe gömülmesin istiyordu belki. O yüzden hüzünlü çocukları işlemişti pek çok öyküsünde.
Sadece çocukların değil, hüznün ve acının değdiği her yere dokunmak istiyordu bence. Doktor oluşu da bundandı belki. Çarlığın sürgün ettiği mahkûmları görmek ve gönüllü olarak onların hastalıklarıyla ilgilenmek için yaptığı Uzakdoğu seyahatini anlatmıştın ya hani bana bir mektubunda. Sizin koğuştaki doktor da benzer şeyler yapmış. Afrika’ya gidiyormuş her yıl bir ay gönüllü doktor olarak. Nerden mi biliyorum? Son ziyaretimde hanımıyla birlikte döndük eve. Yolda anlatmıştı. Neyse sen zaten biliyorsundur.
Dedim ya Bahis’i dinledim. Çok güzeldi. Sen muhtemelen okumadın onu hiç. Çünkü okusan mutlaka anlatırdın. Oyunları daha çok ilgini çekiyordu senin. Az götürmedin beni tiyatrolarına. Aaaa nasıl da unutuyordum söylemeyi. Biliyor musun Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu’nda “Bir Evlenme Teklifi” sahneleniyormuş bu ay yeniden. İlanını gördüm dün. Oradan aklıma geldi zaten bir hikâyesini dinlemek yolda. Yıllar önce ilk gittiğimiz oyundu seninle düğünümüze ramak kala. Güya evlenme teklifin olacaktı bana. Ne kadar gülmüştü bir türlü gelemeyen teklif bizi. Neyse uzatıp duruyorum. O kadar çok şey var ki anlatacak… Mektuplar yetmiyor bana.
Geleyim hikâyeye: Bir partide ölüm cezası ile müebbet hapsin mukayesesi oluyor entelektüel konuklar arasında. Kimi idamı, kimi müebbedi daha acımasız buluyor. Derken münazaranın hararetiyle bir bahse giriyor iki adam. Biri genç bir avukat diğeri zengin ev sahibi. Bir banker. Avukat her ne şekilde olursa olsun hayatta olmanın daha iyi olduğunu savunuyor. Zengin ev sahibi ise onun beş sene bile hapiste kalamayacağına yüklü bir paraya “Bahse girerim!” diyor. Genç, heyecanla bahsi kabul ediyor ve “Beş değil on beş yıl kalırım.”diyor. Heyecan neler yaptırıyor insana değil mi?
Neyse anlaşıyorlar ve genç, on beş yıl sürecek mahkûmiyetine bankerin evinin bahçesinde hazırlanan kulübede başlıyor. İşte buradan sonrası çok güzel. Genç avukat ilk yıl yalnızlığa dayanmakta zorlansa da toparlanıyor ve neredeyse kalan her yılı dolu dolu geçiriyor orada. Bazen kendini salsa da çoğunlukla okuyor. Her konudan her türden kitaplar istiyor. Arada piyano çalıyor. Evet, evet bir piyanosu var. Kulübeden bazen müzik sesleri geliyor, bazen ağlama sesleri. Bazense derin sessizlikler oluyor. Bazen hep okuyor, bazen yazıyor, bazen yazdıklarını yırtıyor, bazen de sadece yatıyor… Yıllar böylece akıp gidiyor. Gâh felsefe gâh tarih gâh klasikler derken yüzlerce cilt kitap okuyor. Bildiği dil sayısını altı yapıyor.
Bir dönem altı yüz kitap okurken bir dönem yıl boyunca sadece İncil okuyor. Bunu Dinler tarihi takip ediyor. Sonraları edebiyattan kimyaya; felsefeden tıbba ne varsa okuyor. Çehov tüm bunları, insan ruhunun inhiraflarını ve iradesinin nasıl zaman zaman çelik gibi zaman zaman da son derece zayıf olduğunu öyle ustaca ve akıcı anlatıyor ki hayran olmamak imkânsız. Zamanın kimi zaman su gibi kimi zaman da ağırlardan ağır ilerlediğini hissediyorsun. Hele hapsin son günü genç avukatın -tabi artık pek de genç sayılmaz- bankere yazdığı mektup bence hikâyenin en muhteşem kısmı. Defalarca okunası bir mektup. Mektubun bir kısmını aynen aktarıyorum sana. Senin de beğeneceğinden öyle eminim ki…
“Yarın saat 12’de özgürlüğüme kavuşup diğer insanlarla arkadaşlık edebileceğim; ama bu odadan ayrılıp güneş ışığı görmeden önce sana birkaç şey söylemem gerek. Her zamanki gibi beni şu anda da gören Allah’ın huzurunda sana gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim ki; özgürlüğü, hayatı, sağlığı ve kitaplarında yer alan dünyanın güzel şeylerinin hepsi artık ayaklarımın altında, onları hor görüyorum. On beş senedir ciddi ciddî maddî hayat üzerine inceleme yapıyorum. Ne dünyayı ne de insanları görüyorum; ama gönderdiğin kitaplarda güzel kokulu içecekler içtim, şarkılar söyledim, ormanlarda geyik ve ceylanlar avladım, kadınları sevdim. Şairlerinin ve dâhilerinin büyüsünün meydana getirdiği ve bulutlar kadar uçuk güzellikler, geceleri beni ziyaret etti ve kulağıma, aklımı fırıl fırıl döndüren muhteşem hikâyeler fısıldadı. Kitaplarında Ebruz ve Mont Blanc dağlarının zirvelerine tırmandım ve oradan güneşin doğuşunu ve akşamları altın sarısı ve kızıl renklerle gökyüzünü, okyanusları ve dağların zirvelerini kaplamasını gördüm. Orada başımın üstünde çakan ve fırtına bulutlarını yaran şimşekleri seyrettim. Yemyeşil ormanları, tarlaları, denizleri, gölleri, şehirleri gördüm. Sirenlerin çıkardığı sesleri, çobanların kavallarının ezgilerini işittim. Benimle Yaratıcı hakkında konuşmak için yere inen güzel meleklerin kanatlarına dokundum. Kitaplarda, kendimi dipsiz kuyulara, gerçekleşen mucizelere, vahşi ölümlere, yakılıp yıkılmış şehirlere, yeni dinlere, fethedilen krallıklara doğru savurdum. Gönderdiğin kitaplar bana bilgelik verdi. İnsanoğlunun, çağlar boyunca ürettiği dur durak bilmeyen düşünceler, zihnimde adeta küçük bir pusulanın içine sıkıştı. Şimdi senin sahip olduğun her şeyden daha bilgili olduğumu biliyorum.
…”
Bahsi kimin kazandığını söylemeyeceğim. Getireceğim sana ve kendin okuyacaksın.
Okunacak ne bıraktın ki her şeyi anlattın, dediğini duyar gibiyim. Haklı mısın? Bu sorunun cevabını da vermeyeceğim. Okuyunca kendin karar verirsin.
Bu mektup da burada bitiversin artık.
Sen de yaz, geciktirme.
Yürek dolusu sevgilerimle…


BAHİS - Anton Çehov (Tamamı) | Sesli Kitap · Comments.

Proje kapsamında müşterileri, kitaplara özel fiyatlarıyla erişebilirken, Amazon Prime üyeleri ise '5 al 4 öde' fırsatından yararlanabiliyor.

Detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Lacivert Klasikler serisinde yer alan kitaplar:

Anton Çehov – Maske | Kitapta yer alan öyküler: Nişanlı, Maske, Suikastçı, İlkbaharda
Anton Çehov – Mujikler
Anton Çehov – Pahalı Dersler | Kitapta yer alan öyküler: Yazar, Eski Ev (Bir Ev Sahibinin Anlattığı Öykü), Pahalı Dersler, Uyku, Prişibeyev Çavuş, Bahis
D.H. Lawrence – İki Mavi Kuş | Kitapta yer alan öyküler: İki Mavi Kuş, Güneş
E.T.A. Hoffman – Kum Adam
Edgar Allan Poe – Altın Böcek
Edgar Allan Poe – Sfenks | Kitapta yer alan öyküler: Oval Portre, Kızıl Ölümün Maskesi, Kara Kedi, Kuyu ve Sarkaç, Sfenks
Franz Kafka – Taşrada Düğün Hazırlıkları | Kitapta yer alan öyküler: Taşrada Düğün Hazırlıkları, Avcı Gracchus
Géza Csáth – Bilinmeyen Evde | Kitapta yer alan öyküler: Baba ve Oğul, Bilinmeyen Evde, Annemle Buluştum, Cerrah, Liseli Fantezileri, Kara Sessizlik, Cinayet
Grazia Deledda – Üç Erkek Kardeş | Kitapta yer alan öyküler: Geyik Kılığındaki Şeytan, Aggius Efsanesi, Castel Doria Efsanesi, Sorres’teki Aaziz Petrus Kilisesi, Ollolai’nin Aforozu, Madam Galdona, Üç Erkek Kardeş, Galtelli Şatosu, Monte Bardia (“Gözcü Tepesi”), Leoneddas’ın Doğuşu
Gustav Flaubert – Herodias
Guy de Maupassant – At Üstünde | Kitapta yer alan öyküler: At Üstünde, Bebek, Kraliçe Hortense, Hayalet, Ay Işığı, İp
Guy de Maupassant – İşte Geldim | Kitapta yer alan öyküler: Analar, Pierrot, Işte Geldim, Toine, Takı
Halid Ziya Uşaklıgil – Sade Bir Şey | Kitapta yer alan öyküler: Büyük Adam, Kadın Pençesi, Keklik İsmail, Sade Bir Şey, Ramiz Hoca, Eski ve Yeni
Halid Ziya Uşaklıgil – Mai Yalı | Kitapta yer alan öyküler: Bir Aşk Hikayesi, Veznedar Muavini, Bravo Maestro!, Mai Yalı
Halid Ziya Uşaklıgil – Fena Bir Gece | Kitapta yer alan öyküler: Evliliğe Düşman, Kara Haber, Kırda Aşk, Günlükten Alıntı, Fena Bir Gece
Henry James – Son Derece Tuhaf Bir Durum
Irene Nemirovsky – Don Juan’ın Karısı | Kitapta yer alan öyküler: Don Juan’ın Karısı, Büyü
İzak Babel – Baba | Kitapta yer alan öyküler: Parantez İçinde Adalet, Odessa’da Bu Nasıl Oluyordu?, Kazak Lyubka, Baba
İzak Babel – İlham | Kitapta yer alan öyküler: İmparatoriçenin Yanında Bir Akşam, Çinli, İlham, Doudou, Şabat Nahamu, Onur Meydanı’nda, Asker Kaçağı, Baba Marescot’nun Ailesi, Quaker, İsa’nın Günahı
İzak Babel – Bir Öpücük | Kitapta yer alan öyküler: İvan’lar, Dul Bir Kadın, Hahamın Oğlu, Bizim Mahno’nun Babacığının Yanında, Gayretli Bir Kadın, Grişçuk, Argamak, Bir Öpücük, Dokuz Kişiydiler
Jack London – Alice Ruhunu Açınca | Kitapta yer alan öyküler: Kâfir, Alice Ruhunu Açınca
Jack London – Çinago | Kitapta yer alan öyküler: İstiridye Korsanlarına Baskın, Çinago, Krala Bir Burun
Jack London – Kahekilinin Kemikleri | Kitapta yer alan öyküler: Ah Kim’in Gözyaşları, Kahekili’nin Kemikleri
Joseph Conrad – Gençlik
Joseph Conrad – Lagün| Kitapta yer alan öyküler: Lagün, Il Conde
Jules Barbey D’Aurevilly – Perde Arkası
Katherine Mansfield – Fransızca Bilmiyorum
Katherine Mansfield – Güneş ile Ay | Kitapta yer alan öyküler: Mr. Reginald Peacock’un Günü, Güneş ile Ay, Feulle D’album, Bir Salatalık Turşusu
Katherine Mansfield – 1919
Lafcadio Hearn – Ölünün Sırrı | Kitapta yer alan öyküler: Ölünün Sırrı, Yuki-Onna, Aoyagi’nin Öyküsü, Ciu-Roku-Zakura, Akinosuke’nin Düşü, Riki-Baka, Hi-Mavari, Horai
Mahmut Yesari – Sivrisinekler Kralı | Kitapta yer alan öyküler: Gazelhun Nimet Efendi, Baba Saffet, Bir Aşkın Tarihi, Dinle Beni, İmam Sadrettin, Dalaklı, Dayı, Haver Bey, Palavra Hasan, Sivrisinekler Kralı, Bir Ada Sefası
Maksim Gorki – Çelkaş
Mehmet Rauf – Uzaktan | Kitapta yer alan öyküler: İhtizar, Uzaktan, Hastayken
Mehmet Rauf – Bir Hastalığın İlacı | Kitapta yer alan öyküler: Bir Hastalığın İlacı, Verven
Mihail Bulgakov – Çelik Boğaz | Kitapta yer alan öyküler: Üzerinde Horoz Resmi Olan Havlu, Çelik Boğaz, Gerçeklerle Karşılaşmak
Mihail Bulgakov – Gelecekten Beklentiler | Kitapta yer alan öyküler: Bir Doktorun Olağanüstü Serüvenleri, Ben Öldürdüm, Gelecekten Beklentiler
Mihail Bulgakov – Kaybolmuş Bir Göz | Kitapta yer alan öyküler: Kaybolmuş Bir Göz, İspritizma Seansı, Ayın Üçünün Gecesinde
Miguel de Unomuno – Aşkın Hücumu | Kitapta yer alan öyküler: Aşkın Hücumu, Sessizlik Mağarası, Vakit Nasıl Geçiyor, Eşekarısı, İhtiyar Şairi Bir Ziyaret, Nefretten Merhamete
O. Henry – Bir Noel Hediyesi | Kitapta yer alan öyküler: Bir Noel Hediyesi, Dünya Vatandaşı, Polis ve İlahi, Ikey Schoenstein’ın Aşk Süzgeci, Hırs Tanrısı ile Aşk Meleği
O. Henry – Borsacının Aşkı | Kitapta yer alan öyküler: Bahar Menüsü, Arabacı Koltuğu, Bitmemiş Hikâye, Borsacının Aşkı, Eşyalı Oda
O. Henry - Pinti Âşık | Kitapta yer alan öyküler: Karakartal’ın Geçişi, Pinti Âşık, Blackjack’li Alıcı
Oscar Wilde – Canterville Hayaleti | Kitapta yer alan öyküler: Mutlu Prens, Canterville Hayaleti
Oscar Wilde – Genç Kral | Kitapta yer alan öyküler: Genç Kral, Infanta’nın Doğum Günü, Sırrı Olmayan Sfenks
Osman Cemal Kaygılı – Uhreviler Diyarında Geceler | Kitapta yer alan öyküler: Pendik’e Gidin!, Yakacık’ın Büyük Bir Kabahati Var, Cadı Bostanı mı Cadde Bostanı mı?, Bir Muharrir Yatağı: Kadıköy, Vapur İskelelerine Hayat!, Marmara’nın Peri Kızları!, Üsküdar’a Giderken Aldı da Bir Yağmur!, Kızkulesi Park ve Plajı, Beylerbeyi: Cuma Günü İsanbul’un En Tenha Yeri, Uheviler Diyarında Geceler
Osman Cemal Kaygılı – Karagöz’ün Son Günleri | Kitapta yer alan öyküler: Kuzguncuk Tepelerinde Bahar!, Çamlıca O Kadar Güzel Bir Mesire Ki, Koca Beykoz Çayırı Eylül Uykusunda, Sirkeci’de Ne Var Ne Yok?, Hayal Perdelerinin Geçit Resmi, Karagöz’ün Son Günleri, Çemberlitaş: Seyyar Satıcıların Merkezi, Beyazıt’ta Neler Var?, Beyazıt Kulesi, Beyazıt’ın Çadırcılar Çarşısı: İstanbul’un En Büyük Bitpazarı
Ömer Seyfettin – Ant | Kitapta yer alan öyküler: İlk Namaz, Bahar ve Kelebekler, Ant, Falaka
Ömer Seyfettin – Üç Nasihat | Kitapta yer alan öyküler: Üç Nasihat, Pembe İncili Kaftan, Başını Vermeyen Şehit
Ömer Seyfettin – Dama Taşları | Kitapta yer alan öyküler: Dama Taşları, Nadan, Kesik Bıyık, Tütün, Rüşvet, Yüz Akı
Sir Arthur Conan Doyle – Kara Şatonun Kontu | Kitapta yer alan öyküler: Tot’un Yüzüğü, Kara Şato’nun Kontu, Nasıl Oldu

Anton Pavloviç Çehov'un bütün yapıtları ölümünden 40 yıl sonra 20 cilt halinde yayınlanmıştır. Bu yayının 8. cildinde Çehov'un sayısı birkaç bine ulaşan mektupları yer almaktadır. Anton Pavloviç Çehov, 15 Temmuz 1904 yılında Badenweiler, Almanya'da hayatını kaybetti.

Bahis Yazan: Anton Çehov Okuyan: Sevinç Yıldır.

ÇEHOV-SEÇME ÖYKÜLER TAKIM (4 Kitap) Anton ÇEHOV

BAHİS - Anton Çehov (Tamamı) | Sesli Kitap